ÜÇLÜ NEGATiF MEME KANSERi iLE iLGiLi ÜÇ YENi ARAŞTIRMA

ARAŞTIRMA -1-
YÜKSEK SEBZE TÜKETiMi VE (ER)- NEGATiF MEME KANSERiNDE YUMUŞAK RiSK AZALMASI
Referans:
Jung S, Spiegelman, Baglietto L et al. Fruit and vegetable intake and risk of breast cancer by hormone receptor status. Journal of the National Cancer Institute. Early online publication January 24, 2013.
Kaynak: Triple Negative Breast Cancer News, Ocak 24, 2013
.
Önceki çalışmaların kombine analizinde yüksek sebze alımının östrojen reseptörü (ER) – negatif meme kanseri riskinde yumuşak bir azalma sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte sebze tüketimi, genel meme kanseri riski yada (ER) + pozitif meme kanseri riskini etkilememiştir. Sonuçlar Journal of the National Cancer Institute’ da yayınlanmıştır.

Beslenme ve meme kanseri arasındaki ilişki genişçe incelenmiş ve birkaç nokta açık olarak tespit edilmiştir. Alkol tüketimi ile meme kanseri riskinin yükselmesi arasındaki tutarlılık ise çok açıkça gözlemlenmiştir.

Meyve ve sebze tüketiminin meme kanseri riski ile ilişkisi üzerine yapılan birçok araştırmanın tutarsız sonuçlara ulaşması araştırmacıları bu ilişkinin hormon reseptörleri ile alakalı olup olmadığı konusunda önceki 20 araştırmanın sonuçları üzerinde çalışmaya yönlendirmiştir.

Bu çalışmalar 1 milyona yakın (993.466) kadının 11 ile 20 yıl arası bir süre ile izlenmesi ile elde edilmiş ve süreç içerisinde 19.869 kadına (ER) + pozitif, 4.821 kadına (ER) – negatif meme kanseri tanısı konulmuştur.

• Meyve ve sebze tüketimi ile genel meme kanseri riski yada (ER) + pozitif meme kanseri riski arasında bir etkileşim gözlenmemiştir.
• Çok sebze tüketen grup ise az sebze tüketen gruba oranla % 18 daha az (ER) – negatif meme kanseri tanısı almıştır.

Bu sonuçlar, diğer sağlık yararları dışında, bol sebze tüketiminin (ER) - negatif meme kanseri riskini düşürdüğünü önermektedir. Risk azalma yüzdesi çok büyük olmamakla birlikte, modifiye edilebilir risk faktörleri bu meme kanseri grubu için önemlidir.

ARAŞTIRMA -2-
SAN ANTONIO MEME KANSERi SEMPOZYUMU
ARALIK 4 – 8, 2012
KUŞBURNU ÖZÜ ÜÇLÜ NEGATiF MEME KANSERi HÜCRE ÇOĞALMASINI p70 S6 FOSFORiLASYONUNUN REGÜLE ESiLMESi YOLU iLE ÖNLEMEKTEDiR
Coburn TL, Cagle PD, Shofoluwe AI, Martin PM. North Carolina Agricultural and Technical State University, Greensboro, NC

Üçlü Negatif Meme Kanseri (TNBC) meme kanserinin agresif bir formu olup, human epidermal büyüme faktörü reseptörü -2 (HER-2), östrojen reseptörü (ER) ve progesteron reseptörü (PR) eksiklikleri ile karakterize edilir. Bu reseptörlerin bulunmayışı nedeni ile TNBC olağandışı terapötik (iyileştirici) sonuçlara sahiptir ve kendine özgü tedavi metodlarına ihtiyaç duyar. TNBC, ayrıca, klinik tabanda oluşturulmuş hedefe yönelik terapilerin azlığına bağlı olarak kemoterapiye de kısmi cevap verir.

Bitki özlerinin kanser hücrelerinin çoğalma ve pro-survival mekanizmalarının işleyişini bozucu özellikleri ile chemopreventive (kimyasal etkenler yolu ile hastalığı önleyici) yönden kullanışlı olduğu gözlemlenmiştir. Kuşburnu özleri de laboratuar ortamında (in vitro) kanser hücrelerinin çoğalmasını önleyici potansiyel aktivite göstermişlerdir.

Bu çalışma kuşburnu özlerinin TNBC hücre hatları (HCC1806 ve MB157) ve basal-like meme kanseri hücre hatları (HCC70 ve HCC1500) üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Hücre çoğalmasında kuşburnu özlerinin engelleyici rolüne karar verebilmek için MTT (Çoklu Hedefli) denemeler yönetilmiş ve 48 saat süresince değişken kuşburnu konsantrasyonları (1mg/ml, 250ug/ml, 25ug/ml ve 25 ng/ml) tedavisi uygulanmıştır. Denenen tüm meme kanseri hücre hatlarındaki hücre çoğalmasında belirgin bir düşüş olabileceğini öneren veriler elde edilmiştir.
Başlangıç niteliğindeki çalışmalar bu işlevde herhangi bir toksik etki bulunmadığını da önermektedir. Western Blot Analizi (moleküler biyoloji protein solüsyonu konfirme yöntemi) ile kuşburnu özlerinin hangi sinyal yolunu etkilediği izlenmiş ve p70 S6 kinaz fosforilasyonunun S6 ribosomal protein kinazı olarak hareket etmesini engelleyerek işlev sağladığı görülmüştür.

Bu bulgular ışığında kuşburnu özlerinin hücre çoğalmasını p70 S6 kinaz sinyalleme ile çakışma sağlayarak engellediği açıklanmıştır.
(ç.n. = Çalışmalar yapay laboratuar ortamındadır.)

ARAŞTIRMA -3-
BAKIR AZALTIMI ÜÇLÜ-NEGATiF MEME KANSERi YAYILMASINI DÜŞÜREBiLiR
Yayın Tarihi : 13 Şubat 2013 – tnbcfoundation.org

Bir faz II klinik denemesinde, anti-bakır ilacının üçlü negatif meme kanseri hastalarında umut verici sonuçları olduğu açıklanmış ve sonuçlar “Annals of Oncology” de yayınlanmıştır.
Çalışmalar, endotel progenitör hücre (EPC) olarak da bilinen kemik iliği hücrelerinin kanserin yayılmasında önemli bir role sahip olabileceğini önermiştir. Bakır-tetrahiomolibdat ilacının EPC ler ile etkileşime girerek kanser yayılımını azaltabileceği düşünülmektedir.

(Çevirenin Notu : Tetrahiomolibdat = Bakır ile birleşerek emilimini azaltır hemde albumin ile bağlı bakır ile birleşerek hücre içine alımını engeller. Genetik bir hastalık olan ve dokularda bakır birikimine yol açan Wilson hastalığı tedavisi ilacıdır.)

Tetrahiomolibdat’ ın rolü yüksek-risk grubundaki meme kanseri hastaları üzerinde bir faz II çalışması ile değerlendirilmiştir. Tedavileri tamamlanmış fakat yüksek-risk grubundaki 40 kadın hasta (11’ i üçlü-negatif evre II-IV arası) üzerinde tetrahiomolibdat kullaılarak bakır hedeflenen özel değere düşülmüştür. İyi bir oranda tolere edilen tedavi metoduna ilişkin ilk 1 yıl sonrası sonuçlar şu şekildedir:
• Bakır azaltmanın sonuçları en verimli olarak üçlü-negatif meme ca hastalarında gözlenmiştir. % 91 lik bölüm tedavinin ilk ayının ardından hedeflenen değerlere ulaşmıştır. Diğer meme ca tiplerinde bu oran % 41 olarak ölçülmüştür.
• Bakır azaltma EPC seviyelerinde belirgin bir düşüş sağlamıştır.
• Tüm kadınların % 85 i ve üçlü-negatif meme ca hastalarının % 82 si test süreci olan 10 ay boyunca nüksetme yaşamamıştır.

Bu sonuçlar bakır azaltımının meme kanseri nüksetmesi (üçlü-negatif dahil) üzerinde etkili olabileğini ve bir faz III denemesinin güvenlik, verim ve onay açısından gerekliliğini göstermektedir.