12 Haziran 2013 Çarşamba

HEXAGONAL SUYU TANIYALIM - BÖLÜM 2


Hexagonal Suyu Tanıyalım – Bölüm 2

Hexagonal yapısallığa sahip su ile normal bir su arasında ölçülebilen en büyük farklardan biri yüzey gerilimidir. Pekçok filtrelenmiş ve şişelenmiş suyun yüzey gerilimi 70 dune/cm iken doğal kaynak sularının yerinde ölçümlerinde yüzey gerilimi ortalama 65 dune/cm olarak bulunmuştur. Hexagonal suda ise bu değer daha düşük olup onu daha “ıslak” bir su haline getirir ve düşük yüzey gerilimi ile vücudumuzun hücresel beslenme ile hücresel temizliğinde son derece önemli bir rol oynamasını sağlar. Hexagonal su kullanan sporcular ve atletlerin bu suyu bolca tükettikten sonra bile midelerine oturmadığını belirtmeleri bu suyun dikkati çekecek bir hızla vücut dokularına geçtiğinin bir kanıtıdır. Bir anlamda hayat hexagonal suyun etrafında şekillenmektedir.

Dr. Mu Shik Jhon tarafından 1986 Kanser sempozyumunda “Moleküler Su Çevresel Teorisi”adlı yepyeni bir teori ortaya konulmuştur. Bu teoriye göre yaşlanma; organlarımızdan, dokularımızdan, hücrelerimizden yani tüm vücudumuzdan hexagonal su eksilmesi ile doğrudan bağlantılıdır. Dr. Jhon’ a göre vücudumuzdaki hexagonal suyun yenilenmesi ömrü uzatır, yaşlanmayı azaltır ve kanser dahil tüm hastalıklardan korunmaya yardımcı olur.

Hücresel seviyede yaşlanmanın su ile yakın ilişkisini gösteren iki önemli faktör bulunmaktadır;
1* İnsan vücudunda bulunan su yüzdesi yaşlandıkça azalmaktadır: Yeni doğan bebeklerin %90 ağırlığı su olduğu halde bu oran yaşlı kişilerde % 60’ ın altında olabilmektedir.
2* Suyun hücrelerin içine ve dışına olan hareketi yaşlandıkça azalmaktadır: Su döngüsü azaldığında hücrenin içerisinde bulunan suyun dışındaki suya oranı dramatik olarak düşmektedir. Hücrelerimizin en sağlıklı çalışma formu vücut suyumuzun % 60 oranının hücrelerin içinde bulunduğu formdur. Fakat yaşlandıkça bu değer orantılı olarak düşmekte ve çoğunlukla % 40 lara kadar ölçülebilmektedir. Bu proses hücre membran hareketini ve hücrenin hidrasyonunu doğrudan etkilemekte ve yaşlı bireylerdeki susuzluk sürecini de bize açıklamaktadır.

Dr. Seiji Katajama MRI (Manyetik Rezonans Görüntüleme) tekniğini kullanarak yaşlanma ile içhücresel suyun yapısı arasındaki hipotezi test etmiştir. Bu çalışmada aynı genetik ailedeki dört ayrı yaşta bulunan kişilere ait hücresel su yapıları analiz edilmiş, biyolojik makromolekülleri çevreleyen suyun yapısallığı ile yaşlanma arasındaki ilişki kanıtlanmış ve hexagonal yapıdaki suyun hızlı ve etkili hidrasyon özelliğinin önemi bir kez daha gözler önüne serilmiştir.

Biyolojik Empedans Analizi (BIA), diğer bir tanımlama ile biyoelektrik kompozisyon analizi vücudumuzda bulunan sıvı komponentlerin non-invaziv şekilde ölçülebilmesini sağlamaktadır. BIA sayesinde hücresel sıvıyı ve hücrenin içine/dışına doğru olan hareketini takip etmek mümkün olmaktadır. Hexagonal su alımından sonraki 10-15 dakika içerisinde hücresel iç ve hücresel dış su oranının normale döndüğü ve su-protein ağı iletişiminin geliştiği NMD, DOM Donald Mayfield tarafından BIA ile tespit edilmiştir. Hidrasyon ve hücresel su hareketi dışında BIA ile önemli bir sağlık kıstası olan Bazal Metabolik Oran (BMR) da ölçülebilmektedir. BMR bir bireyin dinlenme sürecinde kaç kalori harcadığının göstergesidir ve 20 yaşından sonra her on yılda bir % 2 oranında düşmektedir. Hücresel su oranları ile direkt olarak bağlantılı olduğundan uzun süreli hexagonal su kullanımının bulguları, metabolik verimliliğe bağlı olarak, BMR değerlerindeki iyileşmeyi de kanıtlamış bulunmaktadır.

Devam Edecek ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.