11 Haziran 2013 Salı

ACS – MEME KANSERi FiZiKSEL AKTiViTE BiLGiLENDiRME ÖZETi


American Cancer Society (ACS) – Meme Kanseri Fiziksel Aktivite Bilgilendirme Özeti

Meme kanseri tanısı konulan kadınlarda hedeflenen kiloyu sağlamak yada korumak en önemli hayat arayışlarından biridir. Onlarca yıldır sürdürülen araştırmaların büyük çoğunluğu tanı konulduğunda obez yada aşırı kilolu olmanın tercih edilmeyen bir lenf nodu durumunun belirtisi olması dışında istenmeyen birçok sonuçlara (örneğin; kontralateral denilen vücudun diğer tarafında oluşabilecek hastalıklar, nüksetme, komorbid denilen aynı anda görülebilecek ikinci bir hastalık, ve/veya hastalığa-bağımlı toplam yaşam süresi, veya lenfödem gibi tedavi yan etkileri) yol açabildiğini göstermiştir. Aşırı kilo ve obezitenin bir risk faktörü olarak kabul edilmiş olması ve meme kanseri tanısı sırasında pekçok kadının kilo fazlası olmasının ışığında kilo kontrolü ve yönetimi tedavi sonrasında kadınların birincil derecede kaygı duyduğu konulardandır.
Büyüyen bir problem gerçeği ise kilo alımının sıklıkla tanıdan sonra raporlanmaya başlanmasıdır. Sigara kullanmayan meme kanseri galibi kadınlar arasında yürütülen Nurses’ Health Study analizlerinde kanıtlarla desteklenmiş olan bu bulgularda BMI – Vücut Kütle Endeksi 0.5 birimden fazla yükselmemiş kadınlara göre oranlandığında 0.5 ile 2.0 birim arasında yükselmiş olan kadınlarda % 40, 2.0 birimden yüksek olanlarda ise % 53 fazla nüksetme olasılığı saptanmıştır. Aynı çalışmada vücut ağırlığını düşürebilmeyi başarmış kadınlarda çok iyi sonuçlar izlenmiştir. Bununla beraber beklenmeyen bir kilo kaybı da nükseden bir hastalığın habercisi olabilmektedir, çünkü bilinçli olarak kaybedilen kilo ile açıklanamayan nedenlerle kaybedilen kilo arasında büyük farklar bulunmakta olup bu şekilde bir kilo kaybı çok yakın takip edilmelidir.
Günümüzde artan veriler obezite ve aşırı kilonun sadece kanser ile ilgili değil tüm hayat kalitesi ve sağlık açısından kötü sonuçlar yarattığını göstermiştir ve kilo kontrolü yönetimi erken evre meme kanseri tanısı konulan kadınlarda öncelikli protokol olarak düşünülmektedir. Onyıllar boyunca yapılmış olan ve günümüzde de devam eden araştırmalar adjuvan kemoterapi ve hormon tedavisinin yağsız dokuda olmasa bile yol açtığı adipoz doku (temel yağ dokusu) artışının kilo alımı ile bağlantı olduğunu önermiştir. Vücut kompozisyonundaki bu istenmeyen değişim kilo alımını sınırlayan ve aynı zamanda da kas kütlesini tekrar yapılandıran birtakım girişimlerin hedeflenmesi gerekliliğini de göstermiştir. Tedavi süreci ve sonrasında orta şiddette fiziksel aktivite ve özellikle direnç egzersizleri kanser galiplerinin aşırı yağ kütlesinden korunarak kas kütlelerini korumasını ve yapılandırabilmesini sağlayabilmektedir. İdeal kiloya ulaşılamasa bile 6 ile 12 aylık bir süreçte kaybedilen % 5 – 10 arasında bir kilo değeri bile yüksek plazma lipid düzeyi ve açlık insülin değeri gibi kronik hastalıklar ile ilişkili faktörlerin düşmesi açısından yeterli görülebilmektedir. Dahada fazlası; yakın zamanda bilimsel literatürlere girmiş dökümanlarda amaçlı olarak tasarlanan kilo kayıplarının meme kanseri biyo-göstergeleri olan östrojen, cinsiyet hormonu bağlayıcı globülin ve inflamatuar markerler açısından faydalarını göstermiştir.
Meme kanseri tedavisi görmüş kadınlarda fiziksel aktivitenin faydaları üzerine besleyici çoklu sistematik araştırmalar da sürmektedir. 717 meme kanseri kadının yer aldığı 14 randomize kontrollü denemelerde fiziksel aktivitenin hayat kalitesi, fiziksel fonksiyonelite ve tepe oksijen alımı değeri üzerinde iststistiki başarısı ve yorgunluk semptomlarını giderici etkisi gözlenmiştir. 12.000 meme kanseri teşhisli kadını kapsayan 6 prospektif kohort (ileriye dönük izlemli) çalışmada fziksel aktivite %24 - %34 arasında düşük meme kanseri nüksü ve ölüm oranı ile ilişkilendirilmiştir. Kanser dışındaki nedenlere bağlı (kalp, damar, solunum hastalıkları gibi) ölümlerde ise % 41 lik bir düşüş kaydedilmiştir. Umut verici bu bulgulara rağmen egzersizin meme kanseri kanseri nüksetmesini engelleyici ve yaşam sürecini uzatıcı etkileri üzerine randomize kontrollü çalışmalara devam edilmesi ihtiyacı bulunmaktadır.
Sentinel lenf nodu diseksiyonu artışına rağmen meme kanseri hastalarında lenfödem kaygısı bulunmaktadır. Bununla beraber aerobik fiziksel aktivite ve direnç egzersizleri tamamen güvenlidir ve yüksek risk grubundaki hastalarda lenfödem oluşumunun düşürülmesi ve önceden lenfödem yaşamış hastalarda da semptomların iyiye gitmesi açısından efektifdir. Eğitimli bir egzersiz terapisti kontrolünde uygun kompresyon kollukları kullanılarak yapılan kademeli bir direnç egzersizi tavsiye edilmektedir. Obezite lenfödem için en büyük risk faktörlerinden biri olduğu için kilo verilmesi de önerilmektedir.

ACS (American Cancer Society) Cancer Journal for Clinicians / “Kanser Hastaları Beslenme ve Fiziksel Aktivite Kuralları” kitapçığının “Meme Kanseri” bölümünün fiziksel aktivite ile ilişkili kısımlarından ACS Information Specialist Ms. Cindy’ nin 07-03-2013 tarihli 1-43YE7LO no’ lu izinleri ile “Pembeye ve Hayata” tarafından tercüme edilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.