SARIMSAK VE BiLiMSEL DESTEKLER
Sarımsak çok uzun zamandır bir sağlık kuvvetlendiricisi olarak düşünülüyorduysa da bu bitki hakkındakiler yakın bir zamana kadar tam bir açıklığa kavuşturulamamıştır. Fakat artık yoğunlaşan araştırmalar sayesinde bu kokulu çiçek soğanının gizleri açığa çıkmaya başlamıştır.
“National Academy of Sciences” –ilerlemeler- çalışmalarında araştırmacılar sarımsağın yenildikten sonra doğal hidrojen sülfid kaynaklarımızı yükselttiğini bulmuşlardır. Hidrojen sülfid yüksek konsantrasyonlarda zehirleyici ve petrol arıtma mekanizmasında ortaya çıkan bozuk yumurta kokulu bir yan ürün olduğu halde vücut içerisinde üretilen formu bir antioksidan olarak görev yapmakta ve kan damarlarının gevşeyerek kan akışının artmasını sağlayan hücresel sinyalleri taşımaktadır. Birmingham Alabama Üniversitesi’ nde gerçekleştiren çalışmada süpermarketten alınan sarımsağın özü (suyu) kırmızı kan hücrelerine enjekte edilmiş ve hücrelerin anında hidrojen sülfid ürettiği bulgulanmıştır.
Albert Einstein College of Medicine da gerçekleşen diğer bir çalışmada ise farelere hidrojen sülfid enjeksiyonunun kalp krizine bağlı hasar gören kalp kaslarını tamamen korumaya aldığı ve kolesterol seviyelerini düşürdüğü gözlemlenmiştir ki bu bulgu kanser tedavisi sonrası kalp üzerinde oluşması muhtemel zayıflamalar için önemli bir destek olarak görülmelidir.
Konunun dezavantajlarına bakarsak; çalışmalarda yetişkin bir bireyin kullanması tavsiye edilen dozaj minimum günlük iki orta boy diş sarımsak olarak bulunmuştur. İtalya, Kore ve Çin’ de tavsiye edilen beslenme önerileri çalışmalarında ise bu doz 8 – 12 diş sarımsağa kadar çıkmaktadır. Alabama Üniversitesi “Environmental Sciences and Biology” profesörü Dr. David W. Kraus, olimpiyat oyunları öncesi eski Yunan’ da atletlere sarımsak yedirildiğini de hatırlatarak, eğer her yemekte sarımsak kullanımı rutin bir hale getirilirse günde 5 diş dozajın yakalanabileceğini, sarımsaklı humus gibi yemeklerin sebze yemeklerinin yanına ilave edilebileceğini belirtmiştir. Ayrıca dün sizlere bir ön bilgi olarak verdiğimiz sağlık etkilerinin maksimize edilmesi için sarımsağın oda sıcaklığında ezilmesi ve 15 dakika bekletilerek enzin reaksiyonlarının tetiklenmesi de yine Alabama Üniversitesi çalışmalarında açıklanmış ve birçok şefin sarımsağı parçaladıktan veya doğradıktan sonra bekletmeden ve pişirmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Fazla sarımsak sindirim güçlüğü ve nefesinizde, terinizde koku yapabilmektedir. Bu reaksiyonlar kişiden kişye değişebilmekte ve Hint Restaurantlarında servis edildiği gibi rezene tohumu yemek kokuları nötralize edebilmektedir. Birçok kişinin tercih ettiği sarımsak haplarının işlendikten sonra sağlığa faydalı içeriğe hala sahip olup olmadığı ise tam olarak araştırmalarda açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu nedenle gerçek sarımsağı tercih etmeniz yararınızadır...
Zindelikler Dileriz...
Sarımsak çok uzun zamandır bir sağlık kuvvetlendiricisi olarak düşünülüyorduysa da bu bitki hakkındakiler yakın bir zamana kadar tam bir açıklığa kavuşturulamamıştır. Fakat artık yoğunlaşan araştırmalar sayesinde bu kokulu çiçek soğanının gizleri açığa çıkmaya başlamıştır.
“National Academy of Sciences” –ilerlemeler- çalışmalarında araştırmacılar sarımsağın yenildikten sonra doğal hidrojen sülfid kaynaklarımızı yükselttiğini bulmuşlardır. Hidrojen sülfid yüksek konsantrasyonlarda zehirleyici ve petrol arıtma mekanizmasında ortaya çıkan bozuk yumurta kokulu bir yan ürün olduğu halde vücut içerisinde üretilen formu bir antioksidan olarak görev yapmakta ve kan damarlarının gevşeyerek kan akışının artmasını sağlayan hücresel sinyalleri taşımaktadır. Birmingham Alabama Üniversitesi’ nde gerçekleştiren çalışmada süpermarketten alınan sarımsağın özü (suyu) kırmızı kan hücrelerine enjekte edilmiş ve hücrelerin anında hidrojen sülfid ürettiği bulgulanmıştır.
Albert Einstein College of Medicine da gerçekleşen diğer bir çalışmada ise farelere hidrojen sülfid enjeksiyonunun kalp krizine bağlı hasar gören kalp kaslarını tamamen korumaya aldığı ve kolesterol seviyelerini düşürdüğü gözlemlenmiştir ki bu bulgu kanser tedavisi sonrası kalp üzerinde oluşması muhtemel zayıflamalar için önemli bir destek olarak görülmelidir.
Konunun dezavantajlarına bakarsak; çalışmalarda yetişkin bir bireyin kullanması tavsiye edilen dozaj minimum günlük iki orta boy diş sarımsak olarak bulunmuştur. İtalya, Kore ve Çin’ de tavsiye edilen beslenme önerileri çalışmalarında ise bu doz 8 – 12 diş sarımsağa kadar çıkmaktadır. Alabama Üniversitesi “Environmental Sciences and Biology” profesörü Dr. David W. Kraus, olimpiyat oyunları öncesi eski Yunan’ da atletlere sarımsak yedirildiğini de hatırlatarak, eğer her yemekte sarımsak kullanımı rutin bir hale getirilirse günde 5 diş dozajın yakalanabileceğini, sarımsaklı humus gibi yemeklerin sebze yemeklerinin yanına ilave edilebileceğini belirtmiştir. Ayrıca dün sizlere bir ön bilgi olarak verdiğimiz sağlık etkilerinin maksimize edilmesi için sarımsağın oda sıcaklığında ezilmesi ve 15 dakika bekletilerek enzin reaksiyonlarının tetiklenmesi de yine Alabama Üniversitesi çalışmalarında açıklanmış ve birçok şefin sarımsağı parçaladıktan veya doğradıktan sonra bekletmeden ve pişirmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Fazla sarımsak sindirim güçlüğü ve nefesinizde, terinizde koku yapabilmektedir. Bu reaksiyonlar kişiden kişye değişebilmekte ve Hint Restaurantlarında servis edildiği gibi rezene tohumu yemek kokuları nötralize edebilmektedir. Birçok kişinin tercih ettiği sarımsak haplarının işlendikten sonra sağlığa faydalı içeriğe hala sahip olup olmadığı ise tam olarak araştırmalarda açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu nedenle gerçek sarımsağı tercih etmeniz yararınızadır...
Zindelikler Dileriz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.