12 Haziran 2013 Çarşamba

HEXAGONAL SUYU TANIYALIM - BÖLÜM 4


Hexagonal Suyu Tanıyalım – Bölüm 4

“Hexagonal yapılanmış su, yaşayan organizmaların en sevdiği su tipidir. Bu bize erimiş kar suyunun neden planktonlar ve yeşil alglerin gelişimi için çok uygun olduğunu açıklamaktadır. Kardan gelen su yüksek oranlarda hexagonal yapı içermektedir.” Kore Bilim ve Teknoloji Enstitüsü Profesörü Dr. Mu Shik Jhon.

Hepimiz kar tanesinin hexagonal olduğunu biliriz ve erimiş kar suyu her zaman popüler bir içecek olmuştur. Dağ göllerinden, nehirlerinden, ırmaklarından gelen ve kar öbeklerinden oluşmuş su herzaman en sağlıklı su olarak bilinir ve “yaşayan su” olarak adlandırılır.

Dünyamızda suyunun hexagonal moleküler yapıya sahip olduğu bulunan birçok doğal kaynak bulunmaktadır. Bu biyoaktif su formlarının bazıları şifalı olarak bilinmekte, diğerleri de yüzyıllardır kutsal sayılmaktadır. Kaynakların çoğunluğu eşsiz manyetik ve jeolojik oluşumların bulunduğu noktalarda olup bir kısmı da dünyanın derinliklerinden gelmektedir.

Hexagonal kaynak sularının oluştuğu bölgenin dışına taşındığında yavaş yavaş yapısal bozulmaya uğrayarak hexagonelliğini kaybettiğinin anlaşılması, sularımızı dünyamızın hayat gücü ve elektromanyetik alanının güçlü olduğu, global kirlenmenin oluşmadığı zamanlardaki hayat-geliştirici ve naturel formuna tekrar döndürebilen yeniden yapısallaştırma proseslerinin keşfedilmesini sağlamıştır. Biyomanyetik alanının ana tutulum belleği geliştirilmiş su konsantreleri bir şablon gibi kullanılarak iyileştirilecek su ile bu özel “bilgi suyu” arasında bir optimal etkileşime ulaşılmaktadır. Bu proses aktive edilen bir diyapozonun (akustik akort çatalı) etkileşim alanı içindeki ikinci bir diyapozon ile vibrasyonunu paylaşması prensibi ile ikinci sıvının spesifik dalgaboyu karakteristiklerini değiştirebilmektedir.

Doğamızın prensiplerini – FIR infrared enerji, manyetik alanlar, vorteks, türbülans – anlayarak, eşsiz yapıda hexagonel, oksijen zengini, alkali değerde, enerji dolu, yaşayan bir suya ulaşıp sağlıklı kalmanın ve iyileşme sürecini kısaltmanın yollarını gösteren, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, İstanbul Hıfzısıhha Enstitüsü Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü kontrol ve onayını sağlamış bir laboratuvar ve farkındalık kuruluşu da artık ülkemizde faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Daha detaylı bilgi almak isteyenler bize e-mail ile başvurabilir ve detayları öğrenebilirler. Sağlıklı, zinde,“canlı” bir yaşam dileklerimizle...

“Hücre ölümsüzdür. Dejenere olan sadece bağlı bulunduğu sıvıdır. Sıvısını yenilediğiniz sürece hayatın nabzı sonsuza kadar devam eder.” Dr. Alexis Carrell, Nobel Ödüllü Yazar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.