23 Ağustos 2013 Cuma

MEME KANSERi & BAZI GIDALAR



ANTiOKSiDANLAR

Moleküler biyolojiye derin bir dalış yapmaya gerek olmadan antioksidanların hücre hasarını önlediğini bilmekteyiz. Hasar gören hücrelerin kontrolden çıktığı ve kansere neden olabildiği öngörüldüğüne göre antioksidanların kanserden korunmaya yardımcı olduklarını söylemenin bir sakıncası bulunmamaktadır.
En güçlü antioksidan kaynakları arasnda yaban mersini, böğürtlen, çilek, ahududu, meyvelerden özellikle elma, sebzelerden ıspanak, yemeklere konulan otlar, fasülye türleri, fındık, fıstık, ceviz gibi besinler sayılabilir.

SOYA

Soyanın yararları ile ilgili araştırmalarda bir ileri bir geri gidilmektedir. Bazı araştırmalarda soyanın tümör gelişimini desteklediği, bazılarında ise tam tersi bulunmuştur. Son çalışmalarda özellikle doğal östrojen seviyeleri yüksek olan kadınlarda soyada bulunan ve fitoöstrojen adı verilen bitkisel östrojenin meme kanseri korunmasında bir rol oynayabileceği görülmüştür.
Soya içeren besinler arasında soya süyü, soya fasülyesi ile tofu’ yu sayabiliriz. Konu ile ilgili “Her Soyadan Korkmalımıyız?” adlı farklı bir yazımıza da altta bulunan blog linkimizden ulaşabilir ve bilgi edinebilirsiniz.
http://pembeyevehayata.blogspot.com/2013/06/her-soya-dan-korkmalimiyiz.html

FiTOKiMYASALLAR

Sebzelerde doğal olarak bulana fitokimyasalların meme kanserinden korunmada yardımcı olduğu düşünülmektedir. Karsinojenlerin hücrelere saldırmasını engelleyerek hücresel değişimlerin önüne geçen fitokimyasalların en fazla bulunduğu sebzeler karnabahar, brüksel lahanası, brokoli ve rokadır.

“iYi” YAĞLAR, “KÖTÜ” YAĞLAR

Herbirimizin metabolizmasında yağa ihtiyaç bulunmaktadır fakat bu yağ kesinlikle etlerde bulunan satüre hayvansal yağlardan oluşmamalıdır. Mono non-satüre türde bitkisel yağlar ise yararlıdır ve zeytinyağı, kanola yağı ile avokado’ da bulunmaktadır.

Kötü yağlar kapsamına giren diğer satüre ve trans yağlardan da mutlaka kaçınılmalıdır. 2500 meme kanseri tedavisi görmüş kadının 7 yıl süre ile izlendiği WINS (Women’s Intervention Nutrition Study) kapsamında elde edilen sonuçlarda düşük yağ diyetini uygulayan (günde 33 gr yağ) kadınlarda kanserin nüksetme riskinde % 24 lük bir azalma kaydedilmiştir.

Bloğumuzda bulunan “Tereyağı Hakkında Az Bilinenler”adlı yazımıza da ek bir bilgi olarak alttaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://pembeyevehayata.blogspot.com/2013/06/tereyagi-hakkinda-az-bilinenler.html

ALKOL TÜKETiMi
Kanıtlar haftada 3 – 4 kadehten fazla alkol tüketiminin meme kanseri riskini yükselttiğini ortaya koymaktadır. Bütün çalışmalarda ortalama olarak günde 2 – 5 kadeh alkol tüketen kadınlarda hiç içmeyenlere oranla % 41’ e varan risk yükselmesi bulunmuştur.

MANTARLAR

Yakın tarihli bir araştırmada mantarlarda bulunan linoleik asidin vücutta östrojen üretimini destekleyen bir enzim olan aromataz’ ı bloke edebildiği görülmüş ve meme kanserinden korunmaya yardımcı olabileceği öngörülmüştür.
Küçük mantarlar en etkili türler olup, daha geniş ve büyükçe kuzenleri ile portobello, şitake, krimini ve bebek mantarlar onları takip etmektedirler.

Önemli Not: Üçlü negatif tipte meme kanseri tedavisi görmüş kadınlarda bakır azaltımının faydalı olduğu konusunda araştırmalar bulunduğundan dolayı bakır yoğunlu fazla olan ve bazı kaynaklarda anti-tümör özelliği olduğu belirtilen Matsutake (Sedir) mantarı ve Maitake (Maytake) mantarının kullanımını önermemekteyiz. İlgili araştırmanın yer aldığı blog yazımıza alttaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://pembeyevehayata.blogspot.com/2013/06/uclu-negatif-meme-kanseri-ile-ilgili-uc.html

LiFLER

Lifler kendilerini östrojene bağlayarak tümör hücrelerini beslemesini azaltır ve dolayısı ile korunmaya yardımcı olurlar. Tam tahıllar ve hububat en fazla lifi içerir fakat gluten içeriğinden dolayı özellikle buğdaydan uzak kalmanızı tavsiye etmekteyiz. Bloğumuzda bulunan gluten hakkındaki yazılarımıza alttaki linklerden ulaşabilirsiniz.
http://pembeyevehayata.blogspot.com/2013/06/beslenmede-gluteni-neden-tercih.html
http://pembeyevehayata.blogspot.com/2013/06/gluten-ve-kilo-iliskisi.html

Zindelikler dileriz...
 

Ana Kaynak: Healthcentral.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.