10 Ekim 2013 Perşembe

EBEVEYNLERDE KANSERiN ERGENLiK ÇAĞINDAKi ÇOCUKLARA ETKiSi; 1 - ANNEM BANA BUNU NASIL YAPAR?



Ebeveynlerde ilk ya da ikincil bir kanser tanısı sonrası araştırmaları yaşları 15–18 arasında bulunan dönemdeki ergen çocukların 12-14 yaş grubunda bulunanlara göre belirgin derecede fazla sıkıntı, acı ve kızgınlık yaşadığını göstermiştir. Genel popülasyon içerisinde aynı yaş grubundaki ergenler ile kıyaslayınca da hissedilen kaygı oldukça yüksek olup şaşırtıcı bir biçimde yaşça daha küçük olan grupta bu farklılık fazla hissedilmemiştir. Eğer bir kanser tanınız sonrası bu önemli yaş grubundaki çocuklarınıza cesaret vermek ve duygularına yardımcı olmak istiyorsanız altta başladığımız yazı dizimizi okutarak başlayabilirsiniz.

Zindelikler Dileriz…

1 - ANNEM BANA BUNU NASIL YAPAR?

Annenizin kanser tanısı aldığını öğrendiğinizde “Annem bana bunu nasıl yapabildi?” diye hayret edebilirsiniz. Olan biten size ve hayatınıza tamamen bir haksızlık olarak gözükebilir ve annenize çok kızgın olabilirsiniz.

Anneniz sizin için daha önce yapabildiği şeyleri yapamıyor, farklı gözüküyor ve başka herkes hasta olduğunu biliyorsa belki bir utanma duygusu yaşıyor da olabilirsiniz. Belki de olan biteni hiç kimse anlamıyor ve benim hissettiklerim annemin umurumda değil diye düşünüyorsunuz.

Öncelikle anneniz ile konuşup duygularınızı anlatmanız çok önemlidir. Anneniz size kanser hakkında bilgi verecek ve şu anda yaşadıkları üzerinde fazla bir kontrolü olmadığını anlatmaya çalışacaktır. Eğer anneniz size duygusal ve fiziksel açıdan bel bağlamış durumda ise ve bu yükü ağır buluyorsanız , yine kendisi ile konuşup onu arkadaşları ve doktorlarından yardım istemesi konusunda cesaretlendirmek te sizin görevinizdir.

Annenizi kaybetme korkusu muhtemelen en büyük kızgınlık sebebinizdir. Fakat sessiz durmayıp hem anne hem de babanızla birlikte konuyu konuşmak istediğinizi söylerseniz aynı tedirginlikleri onların da yaşadığını duymak ve tüm olasılıklara yönelik ileriye dönük planları olduğunu öğrenmek belki de sizi çok şaşırtacaktır.

Eğer mutlaka kızgınlığınızı ifade etmeniz gerektiğini düşünüyorsanız, bu durum da normaldir ve sizin için en güvenli yollar şunlar olabilir;

* Çok kızgın olduğunuz bir başkası ile paylaşmak,
* Kızgınlığınızı bir kağıda çizmek, resmetmek,
* Kızgınlığınızı yazmak,
* Kızgınlığınız geçene kadar yastık gibi yumuşak bir objeyi yumruklamak,
* Hangi zamanlarda sert hangi zamanlarda yumuşak müzik türünün size iyi hissettirdiğini keşfederek dinlemek,
* Bir parça kağıdı mümkün olduğunca çok parçalara bölmek veya tam tersini yaparak mümkün olduğunca sıkı katlamak,
* Derin nefes almak, meditasyon gibi rahatlatıcı bazı teknikleri öğrenerek uygulamak,
* Kızgınlığı başka kişilere yardımcı olmak veya evi temizlemek gibi farklı yere yönlendirebileceğiniz bir enerji olarak kullanmak,
* Bir park ya da boş bir araziye giderek bağırmak,
* Farklı şeyler düşünerek, konuşarak veya seyrederek durumu aklınızdan uzaklaştırmaya çalışmak.

Belki hayatınızın yeni bir bölümünün tam başındaydınız; yeni ehliyet, bir üniversite olasılığı, ve sonra tüm bu olanlar.. Fakat bu bir kızgınlık ve suçlama sebebi değil, birlikte yaşamayı öğrenmeniz gereken ve gelecekte başa çıkabildiğiniz için kendi kişiliğinizden son derece emin olarak hayata bakabileceğiniz bir olgudur.

Sevgilerimizle...

(Devam edecektir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.