25 Ocak 2014 Cumartesi

NONiNVAZiV DUKTAL KARSiNOMA iN SiTU’ NUN GRi BÖLGESi



Kanserin dünyasında siyah-beyaz risk değerlendirmeleri ve belirginlik olduğu kadar gri bölgeler de bulunmaktadır. Minimum biomarker kullanılarak kanserin sadece belirli alt-tiplerinin tam tanısının sağlanabilmesi nedeniyle birçok kanser türünde normal doku ile invaziv kanser arasındaki geniş patolojik bulgu yelpazesi ve genetik testler tümörün mutasyona devam etmesi sebebiyle anlamsız da kalabilmektedir. Noninvaziv (yayılma göstermeyen) DCIS (süt kanallarındaki kanser) tanısındaki gri bölge ve belirsizlik denizi de bunlardan biridir.

DCIS’ da bazı lezyonlar kanseri tetikleyecek, bazıları tetiklemeyecektir. DCIS tanılı bazı kadınlar memelerinin başka bir bölgesinde ya da uzak bölgede bir tümör gelişimi yaşayabilecekken bazıları yaşamayacaktır. Ve hiçkimse her bir birey için ayrı ayrı neler olabileceğini bilmemektedir. Yine de bazı doğru istatistiki bilgileri bilmek endişe ve kaygıya bağlı hayat kalitesini yüksek tutmak için gereklidir.

Noninvaziv DCIS da yaşam sürecinde bir ilerleme riski % 50’ den az olsa da gri bölgenin bu büyüklükte olması kaygı, endişe nedenlerinin en başında gelmektedir ve bu belirsizlik denizinde demir atabilecek bir yer bulmak oldukça önemlidir. Doğru bilgi ise bu çapadır ve bilgiye dayalı tahminler ile yeni bilgilerin değerlendirilmesini sağlamaktadır.

DCIS’ da genel olarak tedavi sonrası seyir şu şekildedir;
* Sistemik nüksetme oranı yaklaşık % 1
* Lokal nüksetme oranı (mastektomi sonrası) % 1
* Lokal nüksetme oranı (meme koruyucu tedavi sonrası) % 10’ dan az.

Bununla beraber yapılan araştırmalarda kadınlara tahminleri sorulduğunda şu cevaplar alınmıştır;
* % 54’ ü 5 sene içerisinde bir nüksetme için kendisini orta-derecede riskli bulmaktadır,
* % 68’ i yaşam süresi içerisinde bir nüksetme için kendisini orta-derecede riskli bulmaktadır,
* % 39’ u 5 sene içerisinde bir invaziv kanser için kendisini orta-derecede riskli bulmaktadır,
* % 53’ ü yaşam süresi içerisinde bir invaziv kanser için kendisini orta-derecede riskli bulmaktadır,
* % 28’ i DCIS’ nun vücutta başka bir bölgeye yayılması için kendisini orta-derecede riskli bulmaktadır.

Araştırma soruları 18 ay sonra tekrar sorulduğunda ise tahminlerin belirgin bir şekilde değişmiş olduğu ve kaygı, endişe seviyelerinin düştüğü gözlemlenmiştir. DCIS’ nun % 50 oranında gelişme göstermeyeceği ya da gelişme gösterse bile hayatı tehdit edici etkisi minimal olacak bir yavaşlıkta seyredeceğinin istatistiki bilgisini bu korkutucu hastalığın karar ve tedavi mekanizmalarından sonra edinmiş olmak endişe seviyelerinin düşüşünde oldukça etkili görülmüştür. Tedavi yöntemlerindeki son durumda ise (2014 senesi Ocak ayı) DCIS tedavisinde Birleşik Krallık 70 yaş üzeri kadınları herhangi bir tedavi almamaları için yönlendirilmekte, Birleşik Devletler ise tümör tek odaklı ise lumpektomi + radyoterapi ve çok odaklı ise sadece mastektomi önermektedir.

Bütün yazılanları bir araya toparlarsak DCIS tanısı alan kadınlarda yüksek endişe ve kaygının nedeni hastalıkları hakkındaki hatalı algılarıdır. Kanser ve tedavisi birçok fiziksel ve psikolojik problem getirebileceği için hayat kalitesinin en üst düzeyde tutulmasının başlıca destekçisi doğru bilgiyi edinmektir. DCIS büyük ölçüde memeyi tehdit etmektedir, hayatı değil.

Zindelikler Dileriz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.