18 Aralık 2013 Çarşamba

KAYIP VE BULUNTULAR; ARKADAŞLIKLAR… SÜRPRiZLER…



Kanserin arkadaşlıklara darbesi şok edici olabilir. Bir kanser tanısı aslında ilişkiler açısından sürprizler beklenecek bir test bile kabul edilebilir. Bir kriz anında arkadaşlarımızın destek olacaklarını bekleriz fakat bunun doğru olup olmadığını bir kanser tanısından sonra daha net olarak anlayabiliriz. Bazı şevkat dolu diye tanımlayabileceğimiz ilişki bağları kopabilirken uzaktan zar zor tanıdığımız kişilerin önemli bir konfor ve destek kaynağı olabileceklerini görür ve şaşırabiliriz.

Kanserden herkes korkar fakat bazı kişiler kendi korkularını yöneterek size destek olmayı başaramayabilirler. Değerli bir arkadaşınızın tanınızdan sonra sizi aramaması veya alışverişte gören bir arkadaşınızın görmemiş gibi davranması üzüntü ve sıkıntı verici durumlardır.

Bu davranışları affetmeniz gerekmez fakat onları anlamak ve kaybın aslında onların kaybı olduğunu düşünmek yararlıdır. Bir arkadaşlığın içinizde saklamaya değecek kadar önemli olup olmadığına kararı siz verirsiniz, ve eğer değeceğini düşünüyorsanız: “Birlikte bir kahve ya da yemek için buluşabilirmiyiz?” diye sorabilirsiniz. Fakat bu buluşma gerçekleşir ise kızgın olmamaya ve kırgınlığınızı belli etmemeye dikkat etmeniz gerekir. Suçlamak yararlı olmayacak ama dürüst ve savunma kalkansız yaklaşımınız arkadaşınızın da bir kez daha düşünmesini sağlayacaktır. Eğer herşey umduğunuz gibi gelişmez ise de bu arkadaşlığı korumak için gerekli eforu sarfetmediğinizi düşünerek pişmanlık hissine kapılmanız da gerekmeyecektir. Genellikle oluşan tablo bu kişilerin kendisini size açması, sıcak bir kucaklaşma ve arkadaşlığınızın devamı ile sonuçlanacaktır.

Küçük ipuçları tedavi sürecinde ilişkilerin kontrolünde iyi gelebilecektir. İşte seçtiğimiz bazıları;

1- Tedaviniz başlamadan önce, bulunduğunuz her sosyal gruptan (işyeri, okul, dernek, vs.) güvendiğiniz tek bir arkadaşınızın sizinle ilgili bilgileri diğerleri ile paylaşmasını organize ediniz. Bu arkadaşınız ayrıca ziyaretçi kabul etme durumunuzu ve mail, telefon ya da destek isteklerinizi de yönetecektir.
2- Adınıza bir web sitesi açmak, arkadaşlarınızı gelişmelerden haberdar etmek ve yardım ihtiyaçlarınız konusunda bilgilendirmek her iki taraf için de tedirginlik ve çekingenlik yaratmayacak çözümlerden biridir.
3- Gizli tutmak istediğiniz her türlü bilgiyi paylaşmamanız ve konusu geçtiğinde “Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.” diye cevaplamanız doğal ve yararlıdır.
4- Vakit ve enerjinizi kimlerle paylaştığınız konusunda hassas olunuz. Bazı arkadaşlarınız kemoterapinize eşlik ederek size rahatlık sağlayabilecekken, bir diğeri sizi yemek ya da sinemaya götürmede daha başarılı olabilecektir.
5- Tedavi sürecinde yardım eden kişilere yazılı olarak teşekkür etme, not yazma gibi bir lüksünüz yoktur. “Teşekkürler” kelimesi yeterli olacaktır.
6- Arkadaşlarınızın davranışlarına ve kullandıkları kelimelere dikkat ediniz. Bazı kişiler tedaviniz hakkındaki gelişmeleri ilgiyle takip ederken kişisel duygularınızı dinlemeye istekli veya hazır olmayabilirler. Farklı konuları farklı kişiler ile konuşmayı yönetebilmek sürece katkı sağlayabilecektir.
7- Yeni arkadaşlara açık olunuz. Hiçkimse sizi aynı tanıya sahip biri gibi anlayamayacaktır. Bekleme salonunda başlayan ve destek gruplarında devam eden arkadaşlıklar sizin için en değerlilerindendir, unutmayınız !

Zindelikler Dileriz…

(Boston Beth Israel Deaconess Medical Center, Onkoloji Sosyal Merkezi Şefi ve bir meme ca survivor' ı olan Hester Hill Schnipper’ ın bir yazısından uyarlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.