27 Aralık 2013 Cuma
KANSERDE AĞRI VE AĞRI KESiCiLER
Herkes olmasa da kanser tedavisi gören her üç kişiden birinin ağrı hissettiği görülmektedir. Eğer kanser nüksetmiş ya da yayılmış ise ağrı hissetme olasılığı daha da yükselmektedir. Kanserde ağrı kendisini farklı şekillerde göstermekte; belli belirsiz, acı verici ya da çok keskin olabilmektedir. Sürekli, aralıklı olarak ya da nadiren de olsa deneyimlenebilen kanser ağrılarına yol açan primer nedenler şunlardır;
Kanser ağrısı, kanserin kendisi ile ilgilidir; yani büyürken ya da komşu dokuyu yok ederken yaratabileceği bir ağrıdır. Bu ağrı kanserin ilk başlangıç bölgesinde hissedilebileceği gibi bir metastaz halinde, sıçramış olduğu dokularda da hissedilebilir. Tümör büyüdükçe sinirler, kemikler veya organlara uygulayacağı basınç bir ağrı nedeni olacaktır. Bu fiziksel etkileşim dışında kanser ağrısına tümörün yayabileceği bazı kimyasallar da yol açabilmekte ve bir kısım kanser tedavi metodları bu tarz ağrılar üzerinde etkili olabilmektedir.
Kanser tedavileri – Cerhahi müdahale, Kemoterapi, Radyoterapi – bir başka potaniyel kanser ağrısı kaynağıdırlar. Cerrahi müdahale acı verici ve uzun bir iyileşme sürecine ihtiyaç duayarken, radyasyon bir yanma hissi ve yine acı verici yara izleri bırakabilmekte, kemoterapiye bağlı ağrılar ise yan etkilerden – sinir hasarları, ağız yaraları, v.b. - kaynaklı oluşabilmektedir.
“Yeterli Derecede Ağrı Tedavisi Görememenin Nedenleri Neler Olabilir?” diye sorulduğunda alttaki bilgilere ulaşılmıştır;
1* Doktorların Ağrı Olup Olmadığını Sorma ve Uygun Ağrı Kesici Önermedeki İsteksizlikleri:
Doktorlar bir ağrı kesici reçetelendirilmesine durumun suistimal edilebileceği kaygısı ile düşünceli yaklaşabilmektedirler fakat kanser hastalarında bu konunun suistimale uğramadığı belirlenmiştir. Bu konuyu belirtmeniz ve eğer size en uygun ağrı kesici konusunda doktorunuzun şüpheleri var ise, kendisinden sizi bir ağrı uzmanına yönlendirmesini talep etmeniz olumsuz bir davranış olmayacaktır.
2* Hastaların Ağrıları Hakkında Konuşma İsteksizlikleri:
Bazı hastalar doktorlarını gereksiz yere ağrı konusu ile meşgul ettiklerini düşünerek, bazıları ağrı artışının bir nüksetme habercisi olabileceğinin korkusu ile, bir kısım hasta ise başkalarının kendisini devamlı yakınmakta olan biri gibi görmemesi için ağrılarını raporlamakta isteksiz ve gönülsüz davranmaktadırlar. Basit ve doğru olan şudur; eğer kanser hastası iseniz ağrınız olabilir ve ilgilenilmesi şarttır.
3* Bağımlılık Korkusu:
Bilinen istatistiki veriler ağrı kesicileri ağrınız olduğu için kullandığınız ve gereksiz yere almadığınız sürece bağımlılık oluşma ihtimalinin çok düşük olduğunu göstermektedir. Fakat yüksek güçlü ağrı kesicileri doktorunuzun reçetelendirdiği dozajın üzerinde ve ağrınız yokken de kullanıyorsanız, bağımlı olma olasılığınız da bulunmaktadır.
4* Yan Etkilerinden Korkmak:
Bazı hastalar ağrı kesicilerin kendilerinde uyku hali yaratabileceğini, aile ve arkadaşlar ile olan ilişkilerini etkileyeceğini, bağımlı gibi görüneceklerini veya ağır ağrı kesicilerin hayat beklentilerini kısaltacağını düşünmektedirler. Gerçekte ise bu konuların hiçbirinin - kullanım doğru dozlarda gerçekleştiği takdirde – oluşabildiğini belgeleyen bir kanıt bulunmamaktadır. Çok ağır ağrı kesicilerin ilk kullanımlarda biraz uyuşukluğa yol açtığı görülüyorsa da bu yan etki bir süre sonra yavaş yavaş kaybolmaktadır.
Ağrı kesicilerin bir kısmının kendisine özgü farklı yan etkileri bulunabileceğinden dolayı kullanım öncesi doktorunuzdan tam bir bilgi almanız gereklidir. Kabızlık, kuvvetli ağrı kesicilerin bir yan etkisi olabilmekte fakat doktorunuz tarafından bağırsaklarınızın çalışmasına yönelik metodlar ile üstesinden gelinmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, kuvvetli ağrı kesicilerin bir diğer yan etkisi olan uyuşukluk ve zihin karışıklığı ise ilk birkaç dozdan sonra – belirli bir doz ağrı kesicinin metabolizmanızda sürekli kalmasına bağlı olarak – kaybolmaktadır. Zannedildiği şekilde halusinasyon görme ya da kişilik değişimlerine yüksek dozlarda bile çok nadir rastlanmaktadır.
Önemli konu; bir kanser hastası için daha az etkili ve genel kullanıma yönelik bazı ağrı kesici türlerinin aslında daha büyük yan etkilere neden olabileceğinin bilinmesidir. Yüksek dozlarda kullanılan genel amaçlı ağrı kesicilerin böbreklere ve karaciğere hasar verebileceği, ülsere neden olabileceği, tansiyonu yükseltebileceği ve mide/bağırsak kanamasına yol açabileceği bilinmeli ve doktorunuzun önerisi olmadan kullanılmamalıdır.
Ağrılarınızın şiddeti ne olursa olsun doktorunuza raporlamanız gerekmektedir. Gelip geçen çok ufak bir ağrı hakkında üzülmeniz gerekmese de ağrı kalıcı ve hayat kalitenizi ya da verimliliğinizi etkileyecek şiddette ise vakit geçirmeden araştırılmalı ve tedavisine başlanmalıdır. Ağrının oluştuğu bölge, varsa hangi şartların tetikleyebildiği, hangi şartlarda daha kötüleşebildiği (ya da iyileşebildiği) hakkında notlar tutmak ve farklı ağrıların şiddetini 0 ile 10 arasında bir değer ile kaydederek doktorunuz ile paylaşmak yardımcı olacaktır. Kullandığınız herhangi bir ağrı kesicinin etkisini belirtmek ve deneyebileceğiniz masaj, soğuk ya da sıcak torbaların etkileri gibi fiziksel koşulların sonuçlarını paylaşmanız da oldukça önemlidir.
Hedefiniz doktorunuzun uyguladığı ağrı tedavisi ile konforlu bir yaşama ulaşmak ve yeterli bulmadığınız zaman doktorunuz ile yeni bir plan üzerinde konuşmak olmalıdır. Hayatınıza mizah katmak, akupunktur, akupresür, meditasyon, diğer rahatlama teknikleri ve fizik tedavi de destek olabilecek çözümler arasındadır.
Zindelikler Dileriz..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.