Makale; Kathleen Jones, MA
American College of Lifestyle Medicine
American College of Lifestyle Medicine
Şubat 2012
Michael F. Holick, Ph.D, M.D.
Vitamin D Çözümü: En Yaygın Sağlık Problemimize 3-Adımda
Tedavi Stratejisi kitabının yazarı Dr. Michael Holick,
PhD, MD, vitamin D konusunda en önde gelen otorite olarak tanınmaktadır.
Boston
Üniversitesi Medikal Merkezi’ nde fizyoloji ve biyofizik üzerinde uzman bir tıp
profesörü olan Holick, vitamin D’ nin vücüttaki ana dolaşım formu olan
25-hidroksivitamin D3’ ü ilk keşfeden kişidir. Vücuttaki metabolik patikaları
etkileyen hormonların çalışma şeklinin hizaya sokulması, hücresel fonksiyonlar
ve pekçok genin tanımlanması gibi geniş kapsamlı etkilerini gözlemleyerek
vitamin D’ nin “tek başına bir sınıf” olduğunu ve yetersizliğinin bizim en
önemli sağlık tehditimiz olduğunu gören Holick vitamin D’ nin aktif formu olan
1,25-dihidroksivitamin D3’ ü ayrıştırmış ve tanımlamıştır.
Bulgularının,
vitamin D eksikliğinin kanser, çoklu skleroz, diyabet, romatoid artrid,
osteoporoz, enfeksiyonel hastalıklar, depresyon, bozulmuş bilişsel fonksiyon
gibi optimal kemik korumasının çok daha ilerisindeki bağlantılara işaret
ettiğini gören Holick’ e göre insan sağlığına katkılarını gösteren derin
kanıtlara rağmen vitamin D yetersizliği global ölçekte hala yeteri kadar
anlaşılamamıştır.
Dr. Holick
“Vitamin D yetersizliğinin günümüzdeki başlıca hastalık nedeni” olduğunu ileri
sürmekte, çözümünün kolayca bulunabilen ve ucuz vitamin D destekleri gibi basit
ve ulaşılabilir olduğuna işaret etmekte ve ayrıca “güneş vitamini” olarak da
bilinen en makul vitamin D kaynağının da yine güneş ışınları olduğunun
savunuculuğunu yapmaktadır.
Vitamin D’ nin
aslında bir vitamin değil fakat bir hormon olduğunu ve güneş ışığına maruz
kalan cildin büyük bir Vitamin D üretme kapasitesi olduğunu açıklayan Dr.
Holick, kendimizi güneşten kurumamız gerektiği görüşünü de sorgulamaya
başlamıştır. Ona göre “Dünya nüfusunun çoğunun güneş ışığına maruz kalmanın
kötü bir ilaç olduğu hakkında beyni yıkanmıştır”.
Çalışmaları,
vitamin D cilt sentez mekanizmasının
hayati işleyişi üzerinde yaş, obezite, enlem, mevsimler, güneş kremi, cilt
pigmentasyonu ve kıyafet gibi unsurların etkilerini de gözler önüne sermiştir.
Dr. Holick
klinisyenlere tüm bireylerin vitamin D eksikliğine maruz kaldığının farkında
olmalarını tavsiye etmekte fakat yine de güneşte kalmayı herkes için
önermemektedir. Hamileler, obezler, osteoporoz problemi olanlar, koyu renk
ciltli olanlar, emilim bozukluğu yaşayanlar ve vitamin D metabolizması ile
etkileşime girerek azaltan ilaçlar kullanan kişiler için güneş ışığı daha sık
önerilmektedir.
Çoğunlukla
kadınlarda kemik kaybına odaklanan hasta vizitlerinde, Dr. Holick zamanının %25
ini egzersiz, hissedilir derecede güneş ışığı ve yeterli miktarlarda vitamin D
ile kalsiyum içeren bir hayat stili üzerinde tartışarak geçirmektedir. Vitamin
D eksikliği olan kadınların her yıl iskelet kütlesinin % 3 – 4 kadarını
kaybedebileceğini işaret eden
Holick, hayat boyu kemik sağlığını korumanın kritik önemini vurgulamaktadır.
Holick’ e göre; “kemik ve kaslarında ağrı, sızı hisseden kadınlara çoğunlukla
fibromyalji veya kronik yorgunluk sendromu gibi yanlış tanı konulmakta fakat
gerçekte osteomalazi denilen vitamin D eksikliği yaşamaktadırlar”.
Dr. Holick kadınların vitamin D seviyeleri
hakkında endişe etmeleri gereken nedenleri de işaret etmiştir. “Kandaki yüksek
25-hidroksivitamin D seviyesi hamilelikte olabilecek en ciddi komplikasyon olan
preeklampsi (ç.n; gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon, ödem ve
protein ürü üçlüsünün oluşturduğu klinik tablo) ve sezaryen ameliyatı riskini
düşürür” açıklamasını yapan Holick, en yüksek vitamin D seviyesine sahip olan
kadınlarda skleroz (ç.n; doku sertleşmesi) ve romatoid artrid oluşumunun da
dikkate değer ölçülerde düştüğünü belirtmiştir. Vitamin D eksikliğinin damar
hastalıkları ve aktiviteye eşlik eden kas ağrısı dışında, Nurses’ Health Study
çalışmalarının gözler önüne serdiği meme kanseri oluşumu ile kuvvetli
bağlantısı da (ç.n; özellikle pre-menopoz kadınlarda) Dr. Holick tarafından
açıklanmıştır.
Gelecekte vitamin D hakkında yapılacak
araştırma ve pratik uygulamaların büyümeye devam edeceğini öngören Holick,
“Vitamin D’ nin yararları hakkında her yıl yüzlerce çalışmanın yayınlanacağına
inanıyorum. Bu araştırmalar sağlık hizmetini fakat daha da önemlisi sağlık
sektöründe karar mekanizmalarını ve onay kurumlarını etkileyecektir”
açıklamasını yapmıştır.
Bir diğer karar yiyeceklerin zorunlu
güçlendirmesi olabilir – örneğin, ekmeğin ultraviyole ışığına maruz bırakılmış
maya ile kuvvetlendirilmesi ve Vitamin D oluşumuna katkı sağlaması. Vitamin D
içeren yiyecek kaynakları açık-deniz somonu, UV ışıma görmüş ekmek mayası ve
taze mantarlar, kuvvetlendirilmiş süt ve portakal suyudur. Koyun yününden elde
edilen lanolinden türetilen D3 formunu tüketmek istemeyen vejeteryanlar ekmek
mayası ve mantar kökenli vitamin D de kullanabilirler.
Güneş ışığı yokluğunda, Dr. Holick her iki
formunda eşit etkileri olduğunu not ederek D2 veya D3 takviyesini
savunmaktadır. “Sadece kemik sağlığınızı maksimize etmeyeceksiniz; bazı kanser
türleri, kalp hastalıkları, damar hastalıkları, diyabet, MS, romatoid artrid,
osteoartrid ve enfeksiyonel hastalık riskiniz de potansiyel olarak düşecektir”
açıklaması yapan Holick, bütün hastalarının günde 2000-3000 IU vitamin D
almasını tavsiye etmektedir. Yiyecekler, güneş ışığı ve takviye kullanarak
alınacak bu doz obez olan kişiler için 2 – 3 kat daha fazla önerilmektedir.
“Benim perspektifimden vitamin D alımının Vitamin D Çözümü (The Vitamin D Solution)
kitabımda tavsiye ettiğim seviyelere – çocuklar için günlük 1000 IU ve
yetişkinler için günlük 2000-3000 IU - yükseltilmesinin bir dezavantajı yoktur.
Vitamin D takviyesi toplam doz tutturulduğu takdirde günlük, haftalık hatta
aylık olarak alınabilir. Günlük 2000 IU bazından hastalar 14.000 IU luk
haftalık tek dozu tercih edebilir. Takviyeler yemek ile veya boş mideye
alınabilir ve yetişkin bir birey hiçbir yan etkisi olmadan günlük 10.000 IU
dozuna kadar alabilir” cümleleri Holick’ in diğer açıklamalarıdır.
Dr. Holick nörolojik veya immünolojik
(bağışıklık sistemine bağlı) bir düzen bozukluğu olmadan kemik ve kaslarında
ağrı, acı, sızı gibi spesifik olmayan şikayetler ile gelen hastalarda vitamin D
eksikliği ve osteomalazi (ç.n; kemik mineralizasyon eksikliği) teşhisinin
düşünülmesini de önermekte ve osteomalazi gelişimin aylar, hatta yıllar
süreceğini ve efektif tedavinin uzun süreceğine de işaret ederek şöyle devam
etmektedir; “Benim ve diğer arkadaşlarımın tecrübeleri ışığında bu tip
hastalarda vitamin D düzenlemesinin % 40 – 60 arası oranlarda başarı sağladığı
görülmüştür.”
Klinisyenlerin ayda iki kez 50.000 IU
farmasötik kapsül formunda vitamin D reçetelemeyi düşünmelerini öneren Holick,
“ Nispeten ucuzdur ve reçete ile önerildiğinde hasta tarafından bir tedavi
şekli olarak düşünülüp daha iyi kabul görür” diye belirttiği vitamin D
takviyesi alan spesifik olmayan ağrı ve sızılı hastalarının iki yada üç ay
sonra çok daha iyi hissettiklerini ve “etkileyici bir zindelik duygusu”
raporladıklarını not etmiştir.
Güneş ışığından yararlanma konusunda Dr.
Holick savınduğu düşünceleri şu şekilde ifade etmektedir; “En iyi vitamin D
kaynağı güneştir, bu nedenle takviyelere ek olarak herzaman belirli peryot ve
sürelerde – yılın zamanına, günün saatine, enlem derecesi ve cilt
pigmentasyonuna bağlı olarak - güneşten yararlanılmasını önerirrim. Örnek
olarak Boston (yaklaşık enlem olarak İstanbul) da yaz aylarında bacak ve
kolların haftada 2 – 3 defa 10 – 15 dakika arası güneş ışığı görmesi tavsiye
edilir. Yaz aylarında öğle vakitleri vücudun büyük bir kısmının güneş ışığı
altında 20 dakika kalması yaklaşık olarak 20.000 IU oral doza eşdeğerdir. Cilt
rengi koyu olan kişilerin doğal güneş koruması olduğu kabul edildiğinden daha
uzun sürelerde güneş ışığında kalmaları gereklidir.”
Ve kendisinden son bir hatırlatma: “Herzaman
yüzünüze güneş kremi uygulayın çünkü güneş en çok bu bölgeye zarar verir ve
vücudumuzun sadece % 9’ unu oluşturduğundan fazla bir vitamin D takviyesi
sağlamaz. Çıkın, eğlenin ve biraz güneş ışığı alın. Eğer uzun süre kalmayı
planlıyorsanız güneş kreminizi kullanın. Ve gözlüklerinizi unutmayın.”Zindelikler Dileriz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.